10159,33%-1,13
39,99% 0,34
46,94% -0,06
4247,86% -0,61
6798,42% -0,10
Adalet Bakanlığı Adana Göltepe Eğitim Tesisleri’nde Vali Sayın Yavuz Selim Köşger
başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya; 6'ncı Kolordu Komutan Yardımcısı Tuğgeneral
Ozan Nas, Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu
Başkanı Mehmet Ali Çolak, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Mehmet Torun, Bölge Adliye
Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Hamit Emrah Beriş, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Adnan Sözen, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, oda başkanları, sivil toplum
kuruluşlarının temsilcileri ile basın mensupları katıldı.
Toplantı öncesinde hain kalkışmanın gerçekleştiği dönemde yerel ve ulusal basın tarafından
atılan gazete manşetlerinden oluşan sergiyi gezen Vali Köşger, toplantıda gerçekleştirdiği
konuşmada; 15 Temmuz’da gerçekleştirilmeye çalışılan hain kalkışmaya karşı Türk milletinin
tüm gücüyle ve bütün unsurlarıyla birlik beraberlik içinde karşı koyduğunu belirterek
“Ordumuzun vatanperver neferleri, iş dünyamızın bütün temsilcileriyle birlikte Türk basını da
tüm gücüyle kahramanca bir duruş sergiledi ve milletçe yekvücut olarak hain kalkışmayı
dünyada eşi benzeri olmayacak şekilde savuşturduk. Adana’da da sizin sergilediğiniz duruşu
o dönemde yayınlamış olduğunuz gazete manşetlerindeki örneklerle de görmüş olduk. Siz de
tüm Türkiye’de olduğu gibi Adana’da durmanız gerektiği gibi durmuşsunuz. Hepinizi tebrik
ediyorum. Hepinize teşekkür ediyorum.”dedi.
Anadolu’nun medeniyetler beşiği olduğunu belirten Vali Köşger “Bin yıllardır bu topraklar
üzerinde çeşitli medeniyetler hüküm sürmüştür. Bu medeniyetlerin her biri aslında bulunduğu
çağda dünyaya hükmetme gücünde olan çok büyük medeniyetler. Bugün Anadolu’da yapılan
arkeolojik çalışmalarda görüyoruz ki 2-3 bin yıl önce sütunlu mermerleri olan caddeler,
agoralar, antik tiyatroları olan şehirler kurmuşlar. Bunlar hep bu topraklardaki zenginlikle
teşekkül ettirilmiştir. Ama tarihin belli bir noktasında o medeniyetleri kuran insanlar
durmaları gerektiği gibi duramadıkları için tarihin tozlu sayfaları arasında, toprakların altında
kalmışlardır. Bunu en iyi bilenlerden birisi de Kilikya Ovası’nda Çukurova’da, Adana’da
yaşayan sizlersiniz. Adana’da da bu medeniyetlerin çeşitli kalıntıları şehrin birçok yerinde
bulunmakta. Dolayısıyla bu topraklar stratejik topraklar. Medeniyet teşkil eden, medeniyet
doğuran topraklar. Bu sebeple bu topraklar, tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu topraklar.
Bu topraklarla ilgili geçmişteki iddiasını devam ettiren milletler var. Bizim buradaki bin yıllık
var oluşumuzu hiçbir şekilde kabullenememiş bazı devletler ve güçler var. Daima
uğraşacaklar. Bin yıldır çeşitli şekillerde bizi bu topraklardan atmaya çalışan oluşumları
hepimiz biliyoruz. Kurtuluş Savaşı’yla başlayan bir süreçle biz tekrar onların bizi buradan
silme gayretlerine karşı direniş gösterdik ve direnişimizin sonucunda elde ettiğimiz başarıları
da hepimiz biliyoruz. Ama onlar bunu asla kabullenmiyorlar. Planlarını çok uzun dönemli
yapıyorlar. Planları başarıya ulaşmadığında çeşitli versiyonlarla tekrar tekrar karşımıza
geliyorlar. Kurtuluş Savaşı neticesinde onların hayal ettikleri şeye karşı koyup, millet olarak
cansiperane bir şekilde onları püskürttükten sonra çeşitli vesilelerle yine bu topraklardaki
varlığımız sona erdirmek için her türlü yönteme başvuruyorlar. Anarşi, PKK kalkışması, Gezi
Olayları ve sonrasında da içimizden devşirip mankurtlaştırdıkları, çok katmanlı ve karmaşık
bir yapıyla devletin ve milletin bütün katmanlarına ve mahremine sızmış bir şekilde yeni bir
kalkışmaya teşebbüs ettiler. Çok karmaşıktı, çok giriftti ve çok zordu. Çok katmanlı bir
yapıydı.”dedi.
“BİZİM ÇAYIN TAŞIYLA BİZİM ÇAYIN KUŞUNU VURMAYA NİYET ETMİŞLERDİ”
Konuşmasını “Bizim çayın taşıyla bizim çayın kuşunu vurmaya niyet etmişlerdi. Bu milletin
bağrından çıkmış, devşirilmiş çocuklar; bizim silahımızı, bu milletin başına dayamaya
kalktılar. Bu milleti diz çöktürmeye, birlik ve beraberliğini bozmaya teşebbüs ettiler. Bu
kalkışmada esasen hedeflenen de aslında topyekûn ele geçiriş değil belki de ülkemizi bir iç
savaşa sürüklemekti. Ama bu milletin feraseti, bu milletin cesareti, dirayeti ve sağduyusuyla
karşı karşıya kaldılar. Milletimizin her kesiminin tek vücut olup o bir gecede aslanlar gibi
davranmasının neticesinde Allah’a şükür ki bu badireyi de savuşturduk. Allah memleketimize
böyle bir durumu bir daha asla göstermesin. Bu öyle böyle bir ihanet, kalkışma değildi. Ancak
bu millet yekvücut olup bunun üstesinden geldi. Herkese teşekkür ediyoruz.” cümleleriyle
sürdüren Vali Köşger; bu duyguyu, bu duyarlılığı, bu şuuru, bu farkındalığı da devam
ettirmemiz gerektiğine değinerek “Daima uyanık olmamız lazım. Millet olarak çok güzel
hasletlerimiz var. Bir kriz anında hep birlikte oluyoruz ve o tehlikeyi savuşturuyoruz. Ama
zayıf taraflarımız da var bunu kabul edelim. Biz kin tutmayan bir milletiz. Bu iyi bir şey ama
unutan da bir milletiz. Bu iyi değil. Unutmamamız lazım. Bunların unutulmaması lazım,
sürekli kuşaktan kuşağa aktarılması lazım. Gözümüzün önünde yaşanan bir hadiseyi bile
bizlere başka bir şeymiş gibi takdim etmeye çalışanlar var. Sanki bu hadiseyi biz yaşamadık.
Sanki bu ülkenin başkentinin, en büyük metropolünün üzerinde uçaklar uçmamış gibi bizler
bunları yaşamamışız gibi bu olayların gerçekliğini çarpıtmaya çalışanlar var. O sebeple
sizlerin buradaki varlığınız bu şuuru, zindeliği, farkındalığı diri tutmak açısından çok önemli.
Allah bu millete bir daha 15 Temmuz gibi bir gece yaşatmasın. Bizim devletimiz, bu
coğrafyanın vicdanını temsil ediyor. Bu coğrafyada hangi milletin başına kötü bir şey gelse
gelip bize sığınıyorlar. Bizler olmasak, sizler olmasanız bu insanlar nereye sığınır? Bizim
devletimizin varlığı dünyadaki hakkın, adaletin nizam ve intizamı açısından önemli. Daima
güçlü durmamız lazım bu topraklardaki zalimler dünyada at koşturamasınlar.” diyerek
sözlerini tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle yâd ederek sonlandırdı.