Tarih: 10.09.2023 08:39

Dr. Ramazan Demirtaş'tan toto oynar gibi deprem tahmini yapanlara tepki

Facebook Twitter Linked-in

Paleosimolog Dr. Ramazan Demirtaş, "Türkiye’de 7 ve üzeri deprem beklenen şehirler belli oldu" haberlerine tepki göstererek, "Deprem biliminde hiçbir karşılığı yok" dedi. Demirtaş, söz konusu illeri tek tek değerlendirdi.

 

Jeoloji Mühendisleri Odası, 24 il için büyük deprem riski uyarısı yaptı. Bu illerden 7 büyüklüğünde deprem beklenenler arasında Hatay, Konya, Bingöl, Maraş, Osmaniye, Manisa, Burdur, Balıkesir, Aydın, Erzurum, Tokat, Kocaeli, Kayseri, Muğla, Denizli, Eskişehir, Erzincan, Hakkari, Bursa, İzmir, Bolu, Tekirdağ, İstanbul, Adıyaman gösterildi.

'DEPREM BİLİMİNDE HİÇBİR KARŞILIĞI YOK'

Paleosimolog Dr. Ramazan Demirtaş, bu açıklamaya sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Araştırmanın 'hiçbir geçerliliğinin olmadığını' savunan Demirtaş, şunları söyledi:

"Deprem biliminde hiçbir karşılığı yok.. Deprem tehlike parametreleri içermeyen, fayyasası çıkartmak için yapılan temelsiz çıkışlar.. Depremleri iller üretmez.. Depremleri faylar üretir.. Bize faylar ve deprem tehlike parametreleri ile gelsinler."

Demirtaş, araştırma ve sonrasında çıkan haberleri eleştirerek, "Fay yasasını (teknik-ekonomik-hukuki açıdan mağduriyet yasası) çıkarmaya yönelik algı" dedi.

Demirtaş, bu illeri tek tek değerlendirdi. Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:

TOKAT

"Tokat Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde yer almıyor. KAFZ 23 km ve 40 km kuzeyinden geçiyor. 1942 Erba-Niksar M=7.0; 1939 Erzincan M=7.9 depremleri olmuştur. 1939 benzeri deprem 400-600 yıl; 1942 benzeri deprem 250-280 yıl aralıklarla tekrarlanır. 1939 benzeri deprem 1939+400/600=2339/2539 yılı. 1942 benzeri deprem 1942+250/280=2192/2222 yılında tekrarlanabilir.

Yani 81 yıl geçmiş 1942 ve 84 yıl geçmiş 1939 gibi depremlerin önümüzdeki 170 - 320 yıl boyunca tekrarlanması ve yüzey faylanması oluşturma riski sıfıra yakın. Tokat MTA Türkiye Diri Fay Haritası'nda 59 km uzunlukta Almus Fayı olarak gösterilen fayın sonlandığı GB ucunda yer alıyor. Almus fay zonunun aletsel-tarihsel-tarihsel öncesi dönemde 7.0 büyüklüğünde #deprem ürettiğine ilişkin tek bir deprem kaydı yok.

Almus fay zonunun yıllık kayma hızı ve deprem tehlike parametreleri bilinmezken; fayın en GB ucunda yer alırken Tokat'ı 7 büyüklüğünde deprem olma olasılığı olan il olarak göstermek bilim-mühendislik dışı bir yaklaşım olup, kabul etmek mümkün değil.

tokat.jpg

Wells and Coppersmith (1994) "M= 5,08 + 1,16 x Log (SRL" formülüne 59 km uzunluğu yazıp 7.0 üzeri deprem üretir demekle, Almus fayı 7.0 büyüklüğünde deprem üretmez... Eğer üretmiş olsaydı, 4 bin yıllık deprem kayıtlarında yer alırdı.

Fay 59 km olabilir, ama Almus fayının 7.0 büyüklüğünde deprem ürettiğine ilişkin elinizde ne tür bir VERİ var? Almus fayının yıllık kayma hızı? En son ürettiği 7.0'lik deprem tarihi? Yinelenme aralıkları? Geçen süre? Bu bilgiler olmadan, son 10 bin yılda 7.0'lik deprem ürettiğine ve yüzey kırığı oluşturduğuna ilişkin hiç bir veri sunmadan, Almus fay için 7.0 büyüklüğünde deprem olma olasılığı var, Tokat bu fay üzerinde yer alıyor demek deprem bilimi açısından anlamsız ve geçersiz bir bilgidir.

Özetle Almus Fayı'nın en güneybatı ucunda yer alan TOKAT yerleşim yeri ve yapılaşmalarını tehdit edecek 7.0 büyüklüğünde bir deprem olma olasılığı ve yüzey faylanması oluşturması söz konusu bile değil... İlgili merkezi ve yerel yöneticileri etkilemeye yönelik bu bilgilerin mühendislik jeolojisi ve deprem mühendisliği açısından savunulacak hiç bir yanı bulunmamaktadır."

ADIYAMAN

"Adıyaman'da 7.0 büyüklüğündeki #deprem olma olasılığını bırakın bir yana; Adıyaman'dan geçen FAY YOK... Doğu Anadolu Fayı ve Güneydoğu Anadolu Bindirme Fayı, Adıyaman kent merkezine 25km uzaklıktan geçmektedir

6 Şubat 2023 deprem merkezleri Adıyaman'a 90km ve 120 km uzaklıkta yer almaktadır. 6 Şubat 2023 depremlerinde Adıyaman'da yüzey kırığı oluştuğunu gördünüz mü? Bugüne kadar Adıyaman merkezli 7.0 büyüklüğü bırakın 6.0 büyüklüğünde olmuş bir deprem gösterebilir misiniz?

adiyaman.jpg

Neresinden tutsanız, hangi ilden tutsanız elinizde kalıyor... Merkezi-Yerel Yöneticiler, Karar Vericiler ve Yasa Yapıcılar'a sesleniyoruz

Sakın "Türkiye'de 7 büyüklüğünde deprem olma olasılığı olan yerler (24İL) belli oldu." gibi, deprem tehlike parametreleri içermeyen bu raporlara göre FAYYASASI çıkartmaya kalkmayın, mağdur edersiniz."

ERZİNCAN

"Erzincan kent merkezinin hemen kuzeyinden Kuzey Anadolu Fay Zonu geçiyor, tamam. Peki Erzincan kent merkezinden geçen Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Erzincan segmentinin #deprem tehlikesi nedir? Yüzey faylanma tehlikesi ve fayyasası açısından irdeleyecek olursak:

Erzincan segmenti 27.12.1939'da M=7.9 (360 km kırık uzunluğu) ve doğu parçası 13.03.1992 M=6.9 + 15.03.1992 M=6.0 (45 km kırık uzunluğu) depremleri üretti. 1939 gibi M=7.9 büyüklüğündeki bir depremin yinelenme aralığı yaklaşık 400 ile 600 yıl aralığında değişiyor.

erzincan.jpg

1992 depremleri ise 1939 gibi bir deprem ile ilişkili olarak gerçekleşiyor. Erzincan havzasının doğusunda gerçekleşen normal bileşenli sağ yönlü doğrultu atımlı 1992 depremi yüzey faylanmasından tek bir bina yıkılmadı. 1939 +1992 gibi depremlerinin önümüzdeki 300-500 yıl tekrarlanması ve yüzey faylanması oluşturması söz konusu olmadığına göre: deprem tehlike parametreleri ile ifade edildiğinde, Erzincan kent merkezinden Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun geçmesi de, bir şey ifade etmiyor.

O zaman gelecek 300-500 yıl 7.0-8.0 arası deprem ve yüzey faylanma ile karşılaşmayacak 50-100 yıllık ömrü olan binalar için yasak getirmenin neresi mühendislik? oluyor... Fay/deprem tehlike parametreleri içermeyen teorik öyle teorik bilgiler ile bu işler olmuyor. Fay yasasına karşı duruşumuz, sırf muhalefet olsun diye değil, ülke bütçesi doğru yerlerde kullandırılsın, halkımızı mağdur edilmesin diye. Ayrıca bu tür tehlike parametreleri içermeyen teorik yaklaşımlarla tek bir can kaybı engellenemez, tek bir binanın yıkımı önlenemez."

BOLU

"Bolu kent merkezinin 5 km güneyinden Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun (KAFZ) Gerede-Bolu segmenti geçmektedir. Bu segment en son 1 Şubat 1944 tarihinde M=7.6 büyüklüğünde bir #deprem üretmiştir. 1944 depremi Bayramören (Çankırı) ile Abant arasında 180km uzunlukta yüzey faylanmasına ve 3-5 m sağ yönlü yer değiştirmeye neden olmuştur.

Yüzey kırıkları Bolu kent merkezinden değil, 5 km güneyinden Çaygökpınar-Karacasu-Sultanbey-Çepni arasından geçmiştir. Gelelim fay yasası ve yüzey faylanması tehlikesi açısından irdelemeye.. Gerede-Bolu segmentinin yıllık kayma hızı 16 mm/yıl

7.0 - 7.6 arası depremlerin tekrarlanma aralıkları 270 yıl ile 750 yıl aralığında olduğu saptanmıştır (Demirtaş 2000) 1944 gibi bir depremin yinelenme aralığı en az 300 yıl. 1944 benzeri deprem ve yüzey faylanmasının olması 1944 + 300 yıl = 2244'lü yıllara gelecektir.

bolu.jpg

2023-1944= 79 yıl geçmiştir. 1944 gibi bir depremin gelecek 200-220 yıl gerçekleşme olasılığı çok çok düşüktür. Deprem tehlike parametreleri ile konuştuğumuz zaman, Bolu'da 50-100 yıl ömrü olan binalar için yüzey faylanma tehlike zonu (yapılaşmaya yasak bölge) oluşturmanın mühendislik açısından savunulacak yanı nerede?

Oluşturduğunuz koruma bandı içinde tek bir bina yıkılmayacak, çünkü önümüzdeki 200-220 yıl boyunca koruma bandı içinde kalan binaları yıkacak deprem olma ve yüzey faylanma olma olasılığı sıfır... Nitekim Gerede merkezden, Sabancı Yurdu altından geçen 1944 kırığı etrafında yüzey faylanması (koruma bandı) oluşturulmuş ve çok büyük bir yanlışın altına imza atılmıştır. O zon içinde kalan binaların kaderi ile oynanılmış, insanlar mağdur edilmiştir. İşte bu yüzden alt yapısı, kurumsal yapılanması, denetimi, denetleyicisi ve bu konuda uzman olmayan olmayan cerrahların eline bırakarak, fay yasasını çıkarmak çok tehlikelidir. Bu tehlike ileride çok ciddi emlak spekülasyonlarına ve çok sayıda hukuki davalara yol açacaktır."

MARAŞ

"Kahramanmaraş merkezden geçen 7.0 ve üzeri #deprem üretecek diri bir fay bulunmamaktadır. MTA Türkiye Diri Fay Haritası'nda Ahırdağı eteklerini sınırlayacak şekilde ovaya doğru, 4 km genişlikte bir zon içinde dağılan 12 km; 15 km ve 15 km uzunlukta TERS FAYLAR haritalanmıştır. MTA yayınında, Wells and Coppersmith formülüne bu fayların uzunlukları yerleştirilerek M=6.3, M=6.4, M=6.7 deprem üretecekleri belirtilmiştir. Bu zaten doğru bir yaklaşım değil ve her fay için geçerli değildir..

Deprem tehlike parametreleri olmaksızın ve diğer fay parametreleri olmadan sırf uzunluklar dikkate alınarak, o fayların üretecekleri deprem büyüklükleri belirlenemez. MTA tarafından haritalanan bu fayların bir kısmı Kuvaterner fayları olarak gösterilmiştir. Kahramanmaraş fay zonunu fay yasassı ve yüzey faylanma tehlike zonu açısından irdeleyelim:

Dünyadaki yüzey faylanması ile ilgili düzenlemelere bakıldığında (1972 Kaliforniya Özel Çalışma Zonları Yasası) TERS FAYLAR için yüzey faylanma tehlike zonu oluşturulmaz. Çünkü ters/bindirme faylarının eğim açılarından dolayı, yüzey kırığı oluştursalar bile, kırıklar kenar fayı olarak çizdiğinizden kilometrelerce uzakta çıkma olasılıkları yüksektir. Ters/bindirme fay geometrisinden dolayı, gelecekte olası sonraki depremlere ait kırıklar da aynı yerden çıkmayacaktır. Bu nedenle TERS/BİNDİRME FAYLARI için yüzey faylanma tehlike zonu oluşturulmaz.

Kahramanmaraş fay zonu olarak gösterilen 10 km genişlikte dağılan 12km, 15km, 15km uzunluktaki ters fayların M=7.0 büyüklüğünde deprem üretme ve yüzey kırıkları oluşturma olasılıkları çok düşüktür, hatta sıfıra yakındır. 06 Şubat 2023 depremlerinde Kahramanmaraş fay zonu olarak gösterilen ters faylarda yüzey kırıkları oluşmuş mudur? TABİİ Kİ HAYIR..

Kahramanmaraş fay zonunun 7.0 ve üzeri deprem(ler) ürettiğine ilişkin VERİ var mı? TABİİ Kİ YOK..

Kahramanmaraş fay zonunun yıllık kayma hızı, en son ürettiği 7.0 ve üzeri deprem tarihi, yinelenme aralıkları ile ilgili bilgi var mı? TABİİ Kİ YOK..

maras.jpg

Peki bu gerçekler ortada iken, Eosen ya da Kuvaterner'deki eski deformasyon izleri deprem izleri olarak tanımlanıp, Kahramanmaraş fay zonu etrafında neden yapı yasaklı koruma bandı oluşturulmuş, ve onaylanmıştır? Kahramanmaraş fay zonu ile ilgili verilen bu yanlış karar, kentin planlanmasını engellemiş ve birçok insan mağdur edilmiştir.

Bu yanlış karar ve mağduriyet yüzünden, bu rapor iptal edilme durumuna gelmiştir. Peki neden?

Kahramanmaraş fay zonu örneğinde yapılan yanlış kararlarda olduğu gibi, fay yasasının çıkması durumunda, bu örneklerin sayısı logaritmik bir şekilde katlanarak devam edecek, hukuki davalardan iş yapamaz hale gelinecektir. Özetle Kahramanmaraş merkezli 7 büyüklüğünde deprem olma olasılığı olan bir fay bulunmamaktadır. Kahramanmaraş fay zonunda koruma bantları oluşturmak mühendisliğin altına dinamit yerleştirmek demektir. Kahramanmaraş için fay yasasını işletmezsiniz."

AYDIN

"Aydın özelinde, Büyük Menderes Çöküntüsü genelinde FAY YASASI ÇALIŞMAZ... Fay yasası çıkarsa, Büyük Menderes Çöküntüsü fayları için uygulanmaya kalkışılırsa, MÜHENDİSLİK FACİASINA yol açılır. Büyük Menderes çöküntüsü, 2.5 km ile 13 km genişliğe sahip, uzunlukları 7-10 km ile 30-40 km arasında değişen 7-8 parçadan oluşan 180-200 km uzunlukta eğim atımlı normal faylardan oluşan bir çöküntü alanıdır.

Derinlikleri 700 m ile 5000 m aralığında değişen yaptığımız derin jeotermal kuyularda, çöküntüyü sınırlayan Kuzey Kenar Fay Zonu'nun toplam düşey atımı hemen önünde 1000m; biraz güneyinde 1000-1500 ve ova ortasına doğru 1500-2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Bu düşey atımlar bize ne demek istiyor? Diyor ki oluşum yaşımdan itibaren en azından son 5 milyon yıldır, 2.5 km ile 13 km arasında değişen genişlikte çöküntüyü oluşturmak için çalışıyorum... Eğim atımım ortalama 60-70 derece olduğu için, yüzey kırıkları oluştursam bile, yanlış karar verip, kenar fayını kapatmaya kalkmayın, ova içinde çıkmaya çalışırım, her depremde de farklı yerlerden çıkarım.

Büyük Menderes Çöküntüsü'nün yıllık kayma hızı 1 mm ve daha düşüktür. 6.5-6.9 aralığındaki depremlerin tekrarlanma aralıkları bin-2 bin yıl aralığında değişmektedir. Yani 1 metrelik atım =1000 yıl. 2 metrelik atım= 2 bin yıl. 2.5 metrelik atım = 3 bin yıl. 1899 depremi (M=6.9) Büyük Menderes Çöküntüsü'nde, Kuyucak-Umurlu (Aydın) arasında yaklaşık 30-40 km arasında bir yüzey kırığına yol açmıştır.

aydin.jpg

Aydın'ın hemen batısında 1653 (M=6.8); Söke fayı kısmında 1955 (M=6.7) depremleri olmuştur. Aydın doğusu ve batısında olan 1899 ve 1653 depremlerinin yinelenme aralıklarını en az 1000 yıl kabul etsek, 1653 gibi deprem 2653; 1899 gibi deprem 1899 yıllarında tekrarlanabilir. Aydın'a yüzey faylanması tehlike zonu oluşturmak mühendisliğe aykırı.. NEDEN mi? yüzey faylanma tehlike zonu eğim atımlı normal faylar için geçerli değildir. 1653 ve 1899 depremlerinin önümüzdeki 630 ve 875 yıl boyunca tekrarlanma olasılığı çok çok düşük, hatta sıfıra yakın. 1653 ve 1899 depremi yüzey kırıklarının haritada gösterilen kenar fayları boyunca çıkması söz konusu değildir, havza ortasından çıkma olasılıkları çok yüksektir.

Aydın ili için 7 büyüklüğünde #deprem olma olasılığı ve yüzey faylanma tehlikesi riski son derece düşüktür. Gördüğünüz üzere, fay deprem tehlike parametreleri ile ifade edilmez ise, fay yasası adı altında bir düzenleme yürürlüğe girerse kentsel dönüşüm faciaları, emlak spekülasyon faciaları, hukuk faciaları, mühendislik faciları'na yol açılır. FAY YASASI ÖNCELİĞİMİZ DEĞİLDİR..."

İSTANBUL

"Fay yasası gibi bir yasa çıkması için İSTANBUL'u gerekçe göstermek MÜHENDİSLİK TRAJEDİSİ.. İstanbul kent merkezi ve ilçelerinden 7 büyüklüğünde deprem üretecek bir FAY geçmemektedir. Yüzey faylanması oluşturacak Kuzey Anadolu Fay Zonuna ait faylar İstanbul'un 10-20 km güneyinden Marmara Denizi içinden geçmektedir.

Bu faylarla ilgili farklı modeller, farklı segmantasyonlar yapılmakla birlikte, segmantasyon deprem tehlikesi ilişkisi tartışmalıdır. Beklenen olası Marmara deprem(ler)i Marmara Denizi tabanında yüzey faylanması oluşturacak olup, İstanbul kent merkezi ve ilçelerindeki hiç bir bina/yapı faylanmadan dolayı hasar almayacak ya da yıkılmayacaktır. Mağduriyet yasası olarak tanımladığımız fay yasasını çıkarabilmek için, İstanbul İLİ'ni gerekçe göstermek TRAJİKOMİK ÖTESİ...

stanbul.jpg

Eğer Marmara depremi İstanbul ve çevre kentlerde yıkım yapar diye bir tezle gelirseniz, o fay yasasının kapsamına girmiyor. O konu İmar Planına Esas Jeolojik-Jeoteknik; özellikle MİKROBÖLGELEME etütlerine giriyor... Zaten bu etütler 1999 depremi sonrası zorunlu hale getirilmiştir.

Binalar ile ilgili deprem yönetmelikleri ve statik projeye esas zemin etütleri zaten zorunlu ve yapılıyor. Şu gerekçe ile gelmeyin !! 30 Ekim 2020 Sisam depremi faydan 70km uzaklıktaki İzmir Bayraklı'yı; 24 Ocak 2020 Doğanyol depremi faydan 35km uzaklıktaki Elazığ ve 65 km uzaklıktaki Malatya'yı; 6 Şubat 2023 depremleri faylardan 30 ile 250km uzaklıktaki binaları yıktı derseniz kendinizle çelişirsiniz.. Zaten biz diyoruz ki, o kentlerdeki binaları FAYLAR yıkmadı, yerel zemin koşulları+depreme dirençiz olmalarından ağır yıkım aldı.Bu yıkımları yüzey faylanması ve fay yasası gerekçesi olarak gösteremezsiniz. Göstermeye kalkarsanız FAYLAR itiraz eder."

BURDUR

"Burdur Gölü'nü doğudan sınırlayan Burdur Fay Zonu, bir makaslama zon olup, 30, 32 ve 35 km uzunlukta üç parçadan oluşan sol yanal bileşenli eğim atımlı normal faylanm zonu.. Burdur fay zonu 1914 (M=6.9) ve 1971 (M=6.2) olmak üzere ik deprem üretmiştir.

Burdur fay zonu üzerinde 1914 ve 1971 öncesi benzer büyüklükte deprem(ler)e ait kayıtlar bulunmamaktadır. Ancak kayma hızının düşük olduğu, 1914 benzeri depremin yinelenme aralığının 1000 yıldan daha fazla olduğu söylenebilir. En azından son yüzyılda 1914 ve 1971 depremleri olduğu için, en az birkaç yüz yıl kent merkezindeki binalar için yüzey faylanma riski bulunmamaktadır.

Burdur fay zonu ile ilgili yapılan İmar Planına Esas Jeolojik-Jeoteknik Etütler kapsamında, ana fay ve göle doğru ana faya paralel muhtemel faylar boyunca da tampon bölge oluşturulmuş, yapılan bu yanlış kararlar nedeniyle insanlar mağdur edilmiştir. Denetim ve Denetleyeciler'deki sorunlardan dolayı, yüzey faylanma tehlike zonu ile ilgili yapılan yanlış kararlar ve imar planına işlenen koruma bantlarını da kaldırmak çok zor olmaktadır.

burdur.jpg

Burdur, Denizli, Kahramanmaraş, Erzincan, İzmir gibi birçok yerlerde bu bu tür yanlış tampon bölge kararları nedeniyle mağduriyetler yaşanmış ve hukuksa süreçler başlamıştır. Burdur fay zonunun Burdur kent merkezinden geçen parçasının önümüzdeki en az birkaç yüz yıl 7.0 büyüklüğünde deprem üretme riski çok çok düşüktür.

Burdur fay zonu baskın olarak eğim atımlı normal fay zonu olduğu için, zaten tampon bölge oluşturulamaz. çıkmayacaktır. Çünkü birkaç yüz yıl sonra olası bir depremde kırık ana fay izi boyunca çıkmayacak, göle doğru olan kesimde ya çıkacak ya da yüzeye ulaşamayacaktır.

Muhtemel faylara zaten tampon bölge oluşturulamaz. Wells andan Coppersmith formülüne göre, uzunlukları dikkate alsanızı bile, üretecekleri deprem 6.5-6.8 aralığında.. Özetle Burdur kent merkezi için 7 büyüklüğünde #deprem olma olasılığı söz konusu bile değil. Yani yüzey faylanma tehlike riski sıfır.."

BURSA

"Uludağ'ı kuzeyden; Bursa Ovası'nı güneyden sınırlayan Bursa fay zonu eğim atımlı normal fay zonudur. Baştan söyleyebiliriz ki, normal faylara tampon bölge (YFTZ, sakınım bandı) oluşturulmaz. Bursa fay zonu en son 3 ay aralıklarla 1855 yılında 7.0 iki deprem üretmiştir. 855 gibi depremlerin tekrarlanma aralığı en az 1000 yıl 2023-1855 = 168 yıl geçmiş.. O zaman 100 yıllık ömrü içinde yüzey faylanması oluşturmayacak 1000 yıl deprem tekrarlanma aralığı olan Bursa Fay Zonu için hayali ve keyfi sakınım bandı oluşturmaya gerek yok.

Bursa fay zonu eğim atımlı normal fay olup, 2 km genişlikte geniş bir fay zonundan oluşmaktadır. Sırf diri fay geçiyor diye, fay/deprem tehlike parametrelerine dayanmayan hayali-keyfi sakınım bandı kararı veremezsiniz. Verirseniz, o binaların kaderi ile oynar, mağduriyete, hukuki davalara yol açarsınız. Verilen yanlış karar, emlak fiyatlarını yakından etkiler.. Ayrıca çok sayıda hukuki süreçlerin başlamasına yol açarsınız.. Verdiğiniz psikolojik-sosyolojik zararlar cabası..

bursa.jpg

Fay yasası çıkartmakla bırakın deprem zararlarını azaltmayı, teknik, ekonomik, sosyolojik, psikolojik sorunlara yol açarsınız. Zaten yüzey faylanmasından kaynaklanan yıkım %1 den çok az deprem zararlarının azaltılmasında önceliğimiz değil, yıkımlarımızın nedeni TABUT binalar. Sakınım bandı kararı, öyle kolay verilecek karar değildir. Normal ve ters/bindirme fayları ve doğrultu atımlı fayların çek-ayır veya basınç sırtı (push-up) bölgelerinde sakınım bandları oluşturulmaz.

Tehlike parametreleri içermiyorsa sakınım bandı oluşturul(a)maz. Bu konu çok özel cerrahi operasyon gerektirir.. Yoksa hasta masada kalır.. O açıdan KARAR VERİCİLERİ yanlış yönlendirmeye hiç gerek yok.. Ülkemiz zengin bir ülke değil, kaynak israfına gerek yok.. Kaynaklar doğru yerlere, doğru işlere yönlendirilmeli ve deprem zararlarının azaltılması ve can kaybını önlemeye yönelik olmalıdır.. 1000 yıl aralıklarla yinelenen 1855 depremi esas alınırsa, 168 yıl geçmiş olup, gelecek en az 750-800 yıl Bursa için 7 büyüklüğünde #deprem olma olasılığı çok çok düşük olup, yüzey faylanma tehlike riski bulunmamaktadır."

KOCAELİ

"Kocaeli kent merkezinden 7.0 büyüklüğünde deprem üretecek FAY YOK... 17 Ağustos 1999 depremini (Mw=7.6) üreten Kuzey Anadolu Fay Zonu kent merkezinin 5 km güneyinden geçiyor. 17.08.1999 gibi yüzey kırığı oluşturan bir depremin tekrarlanma aralığı 280-300 yıl..

Kocaeli kent merkezi ve 17.08.1999 depreminin yüzey faylanması oluşturduğu yerlerde yüzey faylanma riski 1999+280/300 yıl = 2279/ 2299 yılına kadar çok düşük. Bırakın fay geçmeyen Kocaeli kent merkezini, 17.08.1999 depremi yüzey kırığı boyunca da sakınım bandı oluşturmaya gerek yok. Bırakın da 300 yıl sonraki yapılaşmaya ondan önceki nesil karar versin..

kocaeli.jpg

MTA tarafından haritalanan Kocaeli kent merkezini hemen kuzeyden sınırlayan 18 km uzunluktaki fay (siyah) niteliği belli olmayan Kuvaterner yaşlı fay olarak tanımlanmış olup, zaten 7.0 büyüklüğünde deprem üretmesi imkansız ötesi. Kocaeli kent merkezi için 7 büyüklüğünde deprem olma olasılığı ve yüzey faylanma tehlike riski SIFIR. Fay yasasını KOCAELİ kent merkezi için uygulamak ve 280 yıl sonrası yapılaşmalar için bugün sakınım bandı oluşturmak mühendislik açısından kabul edilebilir durum değil."

HAKKARİ

"Hakkari kent merkezinden geçen 7.0 büyüklüğünde deprem üretecek-yüzey faylanması oluşturacak diri bir fay geçmemektedir. Bindirme faylarında SAKINIM BANDI oluşturulmaz. Hakkari'nin 1.0-3.0 km güneyinden Güneydoğu Anadolu Bindirmesine (GDAB) ait Hakkari segmenti geçmektedir.

GDAB üzerinde olan tek deprem M=6.6 büyüklüğündeki 6 Eylül 1975 Lice depremidir. GDAB'nin yıllık kayma hızı çok düşük olup, geçmiş deprem tehlikesi tam olarak bilinmemektedir. Ancak fay geometrisi ve segmantasyon dikkate alındığında ortalama 6.5-6.8 büyüklüğünde deprem üretebilme kapasitesine sahiptir. Deprem yinelenme aralıkları birkaç bin yıl olabilir. Hakkari'nin 30 km doğusundan 45 km uzunlukta Şemdinli-Yüksekova fay zonu geçmektedir. Bu fay zonu Demirtaş ve Yılmaz (1996) tarafından sismik boşluk olarak tanımlanmıştır. Ancak bu fay zonunun deprem tehlike parametreleri bilinmemektedir.

hakkari.jpg

Bu nedenle bu fay hakkında net bilgiler sunmak doğru olmaz. Ancak uzunluğu dikkate alındığında, 7.0'nin altında deprem üretme potansiyeline sahip olduğu söylenebilir. Hakkari'nin güneyinden geçen GDAB Hakkari segmentinin 7 büyüklüğünde #deprem üretme olasılığı çok düşüktür.

Olası 7.0 den düşük bir depremde yüzey kırığı oluşsa bile Hakkari kent merkezinden geçme olasılığı sıfırdır. Hatta GDAB ana izinin de çok daha güneyinden çıkabilir. Hakkari kent merkezinin 1-3 km güneyinden geçen Güneydoğu Anadolu Bindirmesine ait Hakkari segmenti için SAKINIM BANDI oluşturulamaz. Görüldüğü üzere, uygulamacı ve bu konuda uzman olmayan teorisyenlerin eline neşter verirseniz, yanlış teşhisten hastayı öldürürsünüz.."

BİNGÖL

"Bingöl kent merkezi Doğu Anadolu Fay Zonu ana fay izi üzerinde bulunmamaktadır. Bingöl kent merkezi güneyinden 15km ve 25 km uzunlukta Sudüğünü fayı geçmektedir. Bu fay üzerinde en son 1 Mayıs 2003'de M 6.4 deprem olmuştur. Bu depremde yüzey faylanmasından yıkılan tek bir bina olmamıştır. Dolayısıyla kent merkezinden geçen M 7.0 büyüklüğünde deprem üretecek bir fay geçmemektedir.

Bingöl'ün 5 km doğusundan Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ); 50 km kuzeyinden Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) geçmektedir. Karlıova'da KAFZ ve DAFZ kesişmektedir. Kesişim bölgesinin batı kesiminde KAFZ ve DAFZ'ye paralel, uzunlukları birkaç km ile 50km arasında değişen çok sayıda sağ ve sol yönlü doğrultu atımlı kırıklar yer almaktadır. Bu kırıklar zaman zaman 2010 ve 2003 depremleri gibi 6.0 ile 6.5 arasında depremler üretmektedir.

bingol.jpg

DAFZ'nun ana fay hattının Karlıova-Hazar gölü arasında kalan kesiminde, 1789 depreminin olduğu parça (Gökdere) dışında, diğer segmentleri üzerinde 7.0 deprem olma olasılığı çok düşük.. KAFZ üzerinde 1949 ile 1992 depremleri arasında kalan Yedisu parçası en son 239 yıl önce 1784 yılında M 7.0 büyüklüğünde deprem üretmiştir. Bu parça Demirtaş ve Yılmaz (1996) tarafından deprem üretme potansiyeli yüksek sismik boşluk olarak tanımlanmıştır.

Özetle, Bingöl kent merkezinden M 7.0 deprem üretme olasılığı olan fay bulunmamaktadır. Güneyinden geçen Sudüğünü fayı 2003 de M 6.4 büyüklüğünde deprem üretmiştir. Bu fayın da birkaç yüzyıl deprem üretme olasılığı düşüktür. Dolayısıyla Bingöl kent merkezinde sakınım bandı oluşturulacak fay bulunmamaktadır. Sudüğünü fayına sakınım bandı oluşturmaya gerek yoktur."

MANİSA

"Spil Dağı'nın kuzeyinden; Manisa kentinin güneyinden yaklaşık 45-50 km uzunlukta eğim atımlı normal fay karakteri sunan Manisa Fay Zonu geçer. Uzunluğu dikkate alındığında, tümünün tek bir depremde kırılması durumunda M=6.9 büyüklüğünde deprem üretir gibi gözükse de, fay geometrisi ve segmantasyonu açısından tüm uzunluğunun tek bir depremde kırılma olasılığı çok düşük gözüküyor.. Manisa fay zonunun deprem tehlike parametresi (en son ürettiği deprem tarihi, SİSMİK BOŞLUK olabilir mi?) bilinmemektedir.

Yıllık kayma hızının 1 mm/yıl olduğu kabul edilirse, 1-2 metrelik atım birikimi için 1000-2000 yıl olarak öngörülebilir. Manisa fay zonu doğusunda Turgutlu civarında MS 17; daha doğuda 1595 Sart ve daha doğusunda 1969 Salihli-Alaşehir depremleri olmuştur. Antik kaynaklarda “Küçük Asya Depremi” olarak geçen deprem Temnus, Philadelpheia, Aigai, Apollonis, Mostene, Hierocaesarea, Myrina, Cyme ve Tmolos gibi 12 ünlü kentte çok ağır hasar yapmıştır. En ağır hasar Magnesia ve Sardeis kentlerinde olmuştur.

Romalı ünlü tarihçi Tacitus “Aynı yıl Asia'nın 12 önemli kenti bir gece meydana gelen bir depremle yerle bir oldu. Öyle ki, deprem çok büyük bir tahribata yol açmıştı. O kargaşa içinde insanlar doğal olarak ovaya doğru kaçmaya çalıştılar; ama bu da mümkün olamadı. Çünkü yarılan toprak herkesi yutuyordu. Dev dağlar düzleşti, düzlükler yükseldi ve yıkıntılar alevler içinde kaldı. Deprem en çok Sardeis halkına zarar verdiği için, kente karşı büyük bir sempati oluştu. İmparator Tiberius 10milyon sestertius tutarında malî yardım sözü verdi.

manisa.jpg

Plinius Batı Anadolu’nun başına gelen felaketin büyüklüğünü şöyle dile getirir: "İnsanoğlunun hatırladığı en büyük deprem Tiberius’un imparatorluğu sırasında meydana geldi. Öyle ki, oniki Küçük Asya kenti bir gecede harabeye dönüştü" Apollonios’un yazdığına göre “Tiberius döneminde bir deprem oldu ve birçok ünlü Asia kenti tümüyle yerle bir oldu. Daha sonra Tiberius kendi parası ile onları yeniden inşa etti." M.S. 17 depremi Philadelphia (Alaşehir) antik kentini tamamen harabe haline getirmiştir. Yaptığı hasar ve etkilediği geniş bölge düşünüldüğünde, M.S. 17 depreminin Gediz çöküntüsünde, Alaşehir-Salihli ve Manisa fayları üzerinde, M 6.9 büyüklüğünde bir depreme karşılık geldiği söylenebilir.

Manisa fay zonunun iki parçalı kırılması halinde M=6.5 büyüklüğünde; tek parçalı kırılması halinde M=6.9 büyüklüğünde deprem üretme olasılığı olabilir, ancak net bilgiler söylemek çok zor. Manisa fay zonu eğim atımlı normal fay zonu olduğu için, olası 6.5 ve üzeri depremde yüzey kırığının çok daha kuzeyde çıkma olasılığı çok yüksek, bu nedenle kenar fayı üzerinde sakınım bandı oluşturmak son derece yanlış olur. Zaten normal faylarda sakınım bandı oluşturulmaz."

MUĞLA

"Muğla kent merkezinin hemen kuzeyinden 25 km uzunlukta eğim atımlı normal fay olan KB-GD gidişli Muğla Fay Zonu (MFZ) ve 10 km batısından 17 km uzunlukta Yatağan Fay Zonu (YFZ) geçmektedir. Muğla Fay Zonu ve Yatağan Fay Zonlarının deprem tehlike parametreleri bilinmemektedir. MFZ ve YFZ üzerinde aletsel, tarihsel, tarihsel-öncesi dönemlerde 7.0 büyüklüğünde deprem ürettiğine ilişkin tek bir deprem kaydı bulunmamaktadır.

mugla.jpg

Normal fay olmaları, uzunlukları, geometrik yapısı dikkate alındığında, MFZ ve YFZ'nin 7.0 büyüklüğünde deprem üretmeleri mümkün gözükmemektedir. Wells and Coppersmith (1994) formülüne göre, uzunlukları da dikkate alınsa, üretecekleri deprem büyüklükleri 65-6.7 aralığında. MFZ ve YFZ'nin eğim atımlı normal fay zonları olmaları nedeniyle, her iki fay etrafında sakınım bandı oluşturulamaz.. MFZ ve YFZ'de fay yasası çalıştırılamaz. MFZ ve YFZ deprem tehlike parametrelerine göre Muğla ili kent merkezinde, M7 büyüklüğünde #deprem olma ve yapıyı yıkacak yüzey faylanma riski olasılığı çok çok düşük gözükmektedir."

BALIKESİR

"Balıkesir kent merkezinin kuzeyinden 40 km ve 25 km olmak üzere iki parçadan oluşan sağ yönlü doğrultu atımlı Balıkesir Fay Zonu (BFZ) geçmektedir. Wells and Coppersmith (1994) formülüne göre, uzunlukları esas alındığında 6.7 ile 6.9 aralığında deprem üretme potansiyeline sahip olduğu görünmektedir. Ancak Balıkesir Fay Zonu'nun deprem tehlike parametresi bilinmemektedir. En son ürettiği maksimum deprem büyüklüğü, tarihi konusunda bilgi mevcut değildir.

balikesir.jpg

Balıkesir Fay Zonu'nun 7 büyüklüğünde #deprem olma olasılığından söz edebilmek için, bu fayın geçmişte bu büyüklükte deprem ürettiğine ilişkin verilerin sunulması ve kanıtlanması gerekir. Bu sorulara yanıt verebilmek için, Balıkesir Fay Zonu'nın gelecekteki deprem potansiyeli araştırılmalıdır. Bu tür araştırmalar, #fayyasası adıl altında değil, Türkiye Ulusal Paleosismoloji Projesi adı altında kurumsal araştırma enstitüleri tarafından yapılmalıdır.

Serbest piyasa koşullarına bırakıldığında, teknik, ekonomik (rant-emlak spekülasyonu) sorunlar ve hukuki süreçlere yol açar. Kentleri tehdit eden sismik boşluk konumda olan fayların gelecekteki deprem tehlike ve riskleri birer rant ve pazara dönüştürülmemelidir."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —