Aşka düştüklerinde Refika 17’sindeydi, Hulusi ise 27 olmuştu. Refika’nın yaşının küçük oluşu, aralarındaki yaş farkı; hiçbir şey onlara engel olamadı
HULUSİ KENTMEN
20 Ocak 1912-20 Aralık 1993 Aşka düştüklerinde Refika 17’sindeydi, Hulusi ise 27 olmuştu. Refika’nın yaşının küçük oluşu, aralarındaki yaş farkı; hiçbir şey onlara engel olamadı. 26 Kasım 1938’de attıkları imza sadece evlilikleri için değil, ömürlük sürecek bir aşkın, hatta dostluğun nişanesi olarak atılmıştı.
Kadıköy’de rıhtımı gören bir sokakta, aylık 11 Liraya kiraladılar ilk evlerini. Hulusi’nin maaşı 40 Liraydı; kiraya da gezmeye de yemeğe de yetiyordu. Gençlerdi, belki de Refika’nın çocuksu yanıydı onları daha genç tutan. Tabii bu hep böyle sürmedi, süremedi. Evlilik böyle bir şeydi işte. Bir süre sonra hayat pahalılaştı, onlar kendini küçücük hissetmeye başladı. Yine de değişmeyen tek şey kalplerindeki aşktı. Refika, henüz gencecikti, yemek yapmayı bilmezdi. Makarna haşlasa hamur, yumurta kırsa eline yakışmazdı. Ona yemek yapmayı Hulusi öğretti. Her şeyi yaşayarak birlikte öğrendiler. Zamanla Refika sevdi bu işi, sonra mutfağının da evinin de kadını oldu.
Mutfakta en çok bamya ve barbunya pişiyordu; çünkü Hulusi en çok bu yemekleri sever ve patlıcandan hiç haz etmezdi. Hayat da evlilikleriyle beraber rayına oturmuştu her şeye rağmen. Her şey hep kötü kalamazdı ya. İlk evlerinden Küçük Çamlıca’daki tek katlı bahçeli bir eve taşındılar. Zamanla bu ev iki, sonra üç katlı oldu. Hulusi Kentmen, tonton yanakları, maharetli elleri ile bahçede nefes almayı öğrendi; meyveler, çiçekler artık yeni meşgalesiydi. 1942’de ruhlarına nefes üfleyen biri daha katıldı aralarına; ona 'Volkan' adını verdiler. Sonra da Volkan’ın iki çocuğu…
Bizim tonton dedemiz, gerçekten dede olmuştu. Başkaymış demek, bambaşka hissediyordu. Özellikle torunu Ali’ye başka düşkündü. Aşkları her an çoğalıyordu. Yıllar sonra yaşlandıklarında bile azalan hiçbir şey yoktu. Refika’nın Hulusi’de sevmediği tek şey sigara içmesiydi. Gönlünün sahibini hiç kırmak istemese de, sigarayı bırakması 1991’i bulmuştu. Ayrıca Hulusi, Refika’yı ölesiye sahipleniyordu.
Öyle ki, bir röportaj sırasında Refika’ya mesleği sorulduğunda, 'Ev hanımıyım' dediğinde, Hulusi Kentmen şu cümlesiyle araya girdi:“Hulusi Kentmen’in hanımıyım desene!” Fahri Korutürk ve eşi Emel Hanım sanata meraklıydı. Sanatçılara Köşk’te ilk resepsiyon veren de o oldu. Ali Baransel o ilk resepsiyonu şöyle aktarıyor: “Yeşilçam’ın pos bıyıklı, babacan rolleriyle gönüllere taht kurmuş Hulusi Kentmen, deniz kuvvetlerinde astsubay emeklisi olup sinemaya geçmişti. Korutürk de denizcilikten Köşk’e gelmişti.
Kentmen’i, içeri girer girmez, ona doğru koşarak çakıldı ve asker selamıyla tekmil verdi: ‘Enkaz-ı Bahriye’den Astsubay Hulusi Kentmen, emredin komutanım!’ Herkes gülüşürken Korutürk, Kentmen’e vücudundaki dövmelerin durup durmadığını sordu. Kentmen, ‘Elbette’ diyerek dövmelerini göstermek amacıyla Cumhurbaşkanı’nın önünde soyunmaya kalkışınca, etrafındakiler engel oldu.
200'ü aşkın filmde oynayan Hulusi Kentmen “Bitirimler Sosyetede” filminde sadece duvarda asılı fotoğrafıyla yer aldı.