Vatan, yurtseverler, toprak gibi yapılar dünyanın her yerinde aynı anlama gelir. Bunun ayrıştırıcı bir niteliği yoktur, olamaz da. Ayrımlar; ayrımcılığı ilerleterek, ayrılıklara sebebiyet verirler. Farklılıklar ise farklılığı güçler. Bu da yaşama zevkini ve bağlılığı yücelterek artırır. Aynı topraktan beslenen farklı yurttaşların, Vatan’a geçen herhangi bir ırza karşı omuz omuza gelindiğini yüzyıllar önce yaşanan kimi mücadele dolu dayanışmalardan biliyoruz. Dayanışma öyle alelade bir durum değildir. Aksine, yavaş gelişen ve zorunlu bir ihtiyaçtır. Olmaması halinde kaos başlar. Farklılığın korunduğu yerde dayanışma olduğu gibi dayanışmanın olduğu yerde de farklılıklar mümkün, hatta doğaldır. Dayanışmadan çok, dayanışmayı oluşturan kişilerin kimliğini öne çıkarmak gibi mükemmel bir yeteneğimiz de vardır. Ayrımcılığı başlatan bu tutumun kargaşayı doğurduğu da muhtemel. Hatta bu dayanışmadan olabilecek olağan eksiklik ve hataların sorumlulukları da ayrıştırıcı bir şekilde kimlikleştirilir. Ülkemiz konumu gereği farklı kimlikleri bir arada toplamıştır. Kendi sınırları içinde yaşayan bu farklı kimliklerin dayanışması kesinlikle zor ve uzun zaman alır. Olumsuz sonuçlar da oluşturabilir, zarar verebilir. Yüzyıllar, savaşlar ....yaşanan bu mücadeleler halbuki; yıkımları beraberinde getirmiş. Bunu şöyle fark ediyoruz; Dışarıdan parçalanmaz bağların kum gibi döküldüğünü en son yaşanan felaketle derinden hissettik. Hala da hissediliyor. Halbuki, bu, unutulmaması gereken büyük bir yaradır. DEPREM YIKIMININ ÜZERİNDEN GEÇEN BUNCA GÜNDEN SONRA MİLLETİME TEK MESAJIM ŞU; “ Beton Atma törenleri diye yapılan kutlamalar, meğerse “Kum Atma Törenleri” şeklinde değiştirilmeliymiş. Sevinç duygularının yerini, kim bilirdi ki bu zamanlarda hüzünlere bırakacağını. Umarım herkes bundan dersini iyi almıştır. Ne yapmak istediğini en az kısıtlayıcı ortamda, iyi seçimlerle yaşamaya çalışır.”
Ben; kendim olmaktan, kadın olmaktan, yanlışa yanlış demekten, doğruyu sonuna kadar savunmaktan, iyi ve kötüyü ayırt etmek için elimden geleni yapmaktan, doğduğum yerin örselenmesine karşı çıkmaktan, dayanışma ve birlik için elimden geleni yapmaktan .... asla ve asla utanç duymayacağım. Her noktasını sevdiğim topraklarım için tüm ırza geçmelere rağmen tüm mücadelemi vermeye hazırım.
Son notumu ekleyerek bitiriyorum ve teşekkür ediyorum.
Her iyi her güzel şey için.
‘Memleket, Toprak,....vb. diyenler dev televizyon ekranlarının karşısında zevki aleme doyamıyor, zincir fastfood marketlerde yine uzun sıralara giriyor, çoğu halen lüks restoranlarda ithal kahvelerini istiyor, çevrimiçi sipariş noktalarından halen siparişler kuryeler ile gönderiliyor ve halen nargile, okey oyunlar oynanıyor..... gibi keyif sürdürdüğünüz bu zamanlarda; istemediğiniz “Nerede eski gençlik?”, dediğiniz bu dinamik gençlik felaket bölgesinde. Bu kışta soğuk karşısında mücadele ediyor. Siyasi görüşünüzü desteklemeyen o dediğiniz “Vatan Haini” insanlar tüm içten saf duygularla insanlar için çabalıyor. Umuyorum ki bu depremde milliyetçiliğin bıyıkla, dindarlığın örtünmeyle ... ölçülemeyeceğini hazmetmişsinizdir.”
FATMAGÜL BAKIR
**https://www.instagram.com/reel/CofgRVZg3id/?igshid=YmMyMTA2M2Y=