Her çocuk biricik ve özeldir ancak bazı çocuklar eğitim ve öğretim sürecinde zaman zaman sıkıntı ve zorluklar yaşayabilmektedir. Öğrenim güçlüğü çeken çocuklar yaşadıkları sorunlu eğitim sürecine ek olarak bir de anlaşılamama ve yetersizlik konusunda güven zedelenmesi ile de karşı karşıya kalırlar. Hatta zaman zaman öğrenme güçlükleri dolayısı ile zihinsel yetersiz ve davranış bozukluğu olan çocuklarla karıştırılarak etiketlenebilmektedirler. Oysa bu çocukların zekalarının normal sınırlarda olduğu ancak konuşma, dinleme, düşünme, yazma, matematiksel problemleri çözmede güçlük gösterdikleri, anlama, yazılı ya da sözlü iletişim ve dil kullanma gibi alanların bir ya da bir kaçında güçlük yaşadıkları bilinmektedir.
Eğer çocuğunuzun okul başarısı ile ilgili sorunları olduğunu düşünüyorsanız, anlattığınızı anlamakta güçlük çekiyor, salt öğrenme yeteneğinde değil kendisi ile ilgili ve sosyal becerilerde de zorlanıyorsa özgül öğrenme güçlüğünden şüphelenebilirsiniz. Genellikle özgül öğrenme güçlüğü (ÖÖG) olan çocuklar normal zeka ya da normalin üzerinde zeka seviyesine sahiplerdir ve okula başlama yaşı gelene kadar fark edilmesi güç olduğu için okul çağında tanılanılırlar. Çünkü günümüz eğitim sistemi akademik başarıya yöneliktir ve çocuklardan okula başlar başlamaz akademik olarak gelişim göstermesi beklenir. Oysa her çocuğun gelişimi ve öğrenme stilinin farklı olabileceği, çocukta özgül öğrenme güçlüğü bulunulabileceği gibi farklılıklar dikkate alınmaksızın akademik beklentiye girilmekte ve çocukların ne yazık ki birey olarak farklılıklar taşıyabileceği göz ardı edilebilmektedir.
Ayrıca ÖGG olarak kısaltabileceğimiz özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların desteklenmesi, etiketlenmemesi ve anlaşıldıklarının hissettirilmesi büyük önem taşır. Zaten nedenini bilmedikleri bir şekilde çevrelerindeki bireylerden farklı oldukları için endişe yaşamakta ve kendilerini anlamayan, kendilerinden büyük beklentileri olan ebeveynleri tarafından zorlanabilmektedirler.
Biz ebeveynler sanırım en çok çocuğumuzun başarısı ile güdülenir, gururlanırız. İstisnasız her ebeveyn için önemlidir çocuğunun akademik başarısı. Yüksek akademik başarı ile hayatta mutlu olacağını, yüksek refah seviyesini yakalayacağını var sayarız. Hatta zaman zaman akademik başarıya o kadar odaklanırız ki çocuğun içinde kopan fırtınaları göremez, psikolojik rahatsızlıklarını anlayamaz, ilgi ve yeteceğinin sosyal alanlarda olabileceğini fark edemeyiz. Sanırım akademik başarı kadar çocuğun duygusal zeka gelişimi, içsel zeka gelişimi, doğa zekası, kinestetik zeka, sanatsal zeka (çoklu zeka kuramı kapsamına giren tüm alanlar) ya da insani değerler alanındaki gelişimleri de desteklense çocuklar için gelecek daha yaşanılabilir daha keyifli ve stressiz olurdu. Ama konumuz akademik başarı, konumuza dönecek olursak; bir çocuğun okul hayatında kendini gösterebilmesi, öğrenme faaliyetini gerçekleştirmesi için akıl yürütme faaliyetleri, okuduğunu anlama, ifade edebileme becerileri ve matematiksel işlemleri yapabilme becerisinin olmazsa olmazlardan olduklarını inkar edemeyiz. Akademik başarının önündeki engellerden olan öğrenme güçlüğü çeken çocukların her birinin kendine özgü davranışları vardır. Ortak oldukları nokta ise, becerilerini kullanmada çektikleri sıkıntılardır.
Genel olarak ortak görülen özellikler aşağıdaki gibidir:
Dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketlilik,
Zekânın normal ya da normalüstü olması,
Huzursuzluk ve hareketli olmalarından dolayı gruba alınmama,
Konsantrasyon güçlüğü,
Kavramları ayırt etmede güçlük yaşama,
Yönergeleri birbirine karıştırma,
Oyunlarda sırasını bekleyememesi ve sosyal ilişkilerde sorun yaşayabilmesi,
Yapılacak işlerin planlaması ve bir işin başarıyla tamamlanmasında güçlük yaşamaları,
Hafıza oyunlarında başarısız olmaları,
El-göz koordinasyonu gerektiren becerilerde başarısız olmaları,
Motor becerilerde yetersizlikler görülmeleri,
Kıskanç, huysuz ve dalgın olmaları,
Coşku dolu ve sevecen olmaları,
Unutkanlık,
Kararsız olmanın yanı sıra yaratıcı fikirlere sahip olmaları,
Görsel ve işitsel algıda problem yaşamaları,
Akademik becerilerdeki yetersizlikleri, (imlâ hatası, okumada gecikme, işlem sırasını karıştırma gibi,)
Konuşmada ve sözcükleri ifade etmede güçlük yaşamaları, Ayrıca hiperaktivite de öğrenme güçlüğü grubu içinde yer alır. Hiperaktivitesi olan çocuklar çok hareketlidirler. Daha az oturur, hırçındır ve kolay kolay yorulmazlar.
Eğer sizin de çocuğunuzda bir ya da daha fazla belirti söz konusu ise, çocuğunuz okurken atlıyor odaklanamıyor yazarken harfleri kelimeleri karıştırıyor, ter yazıyorsa ya da matematik algılayamadığını yanlış düşündüğünü ve okuduğunu görüyorsanız bir uzmandan destek almanız gerekmektedir. Özgül öğrenme güçlüğü kendi içinde farklı alanlarda ya da derecelerde görülebilir. Örneğin kumada sorunu olmayan bir çocuk yazılı anlatımda ya da matematikte güçlük yaşayabilmektedir. Sınıflandırmaya göz atacak olursak ÖGG nin 4 ana başlığı karşımıza çıkacaktır.
Disleksi – Okuma güçlüğü
Diskalkuli – Matematik güçlüğü
Disgrafi – Yazılı anlatım güçlüğü
Dispraksi – Başka türlü adlandırılamayan öğrenme güçlüğü Unutmayınız ki her çocuk ayrıdır ve farklı şekillerde öğrendiği gibi farklı güçlükler yaşayabilir. Haydi daha farkında, çözüm odaklı ebeveynler olarak çocuklarımızı daha yakından gözlemleyelim ve başarısızlıklarında da yanlarında olup yardım edelim. Unutayın her şey akademik başarıdan ibaret değil, merhametli vicdanlı insani değerlere saygılı nesiller yetiştirmek hedefimiz olmalı. Her çocuk eğer zihinsel yetesizliği yoksa mutlaka öğrenir yeter ki kendisine yardımcı olan seven ebeveynlere sahip olsun.
Pınar Yeşiltay Sevim