DÜNYA EKSPRESİ
yıkık istasyonun iki yolcusunun hikayesi
yedi kıtada kurulmuş hayallerin mimarı iki eski yolcu
sen uzak doğuda bir ülkeydin soğuk
bense latin amerika’da bir ada ülkesiydim sıcak
yağmurlu düşler kentindeydik hava dört mevsim dünya ekspresini bekleyen şanslı yolculardık
bavullarımız ağzına kadar umuttu taşıyacaktık üstümüz başımız inançla kuşanmıştı kuşatacaktık
ağzımız dilimiz şarkıydı gittiğimiz yerlere bandolar kuracaktık
buğulu istasyon camlarına şiirler kazımıştık okuyacaktık
yağmurlu gecenin seline düştü
trenin uzaktan duyulan çığlığı ürktün
ürkek adımlarına karışıp kayboldu
muhteşem zamanlarımızdan artan tüm cesaretin
tren geldi gitti trenler geldi gitti
paltom ıslandı kurudu ıslandı kurudu
istasyonu yıktılar ve paltom ıslandı asla kurumadı
istasyon harabe hafriyat moloz yığını
ben yıkık istasyonda bergüzarınla baş başa
hava yine dört mevsim ben hala latin amerika’da bir ada ülkesi sıcak
sen aynı göğün altında muğlak
Ahmet Çakar