AHMET ÇAKAR

Tarih: 13.09.2018 09:47

GELİŞEN TEKNOLOJİ ERİYEN İNSAN

Facebook Twitter Linked-in

FB_IMG_1528650314633_1

Guney Gundemi

21. Yüzyıla ilk adımını atan insanlık, önemli ve güçlü bir imtihan veriyor...

Sanayi devriminden bugüne icatların gelişimi insanı ihtiyaç ve tüketim birimi haline getirdi. Bilim dallarındaki ilerlemeyle, gelişmiş ülkeler sahip olduğu imtiyazları kullanarak insanlara işlerinin kolaylaşacağı ve kendilerine daha fazla vakit ayıracağı yönünde vaatlerde bulundu.

İnsanın içgüdüsündeki sınırsız doyumsuzluk ilkesi buna pekala izin vermedi. Çünkü halkımızın da diline pelesenk olmuş “hep bir fazlası” sözcüğünün psikoloji terminolojisinde bir adı vardı ve bu kapitalist ülkeler tarafından çok önceleri keşfedilmişti. Bunun adı yukarıda da bahsettiğim gibi sınırsız doyumsuzluk ilkesi idi. Teknoloji üretildi, reklamlarla bu ürünler özendirildi. Kısa vadede üret, çabuk tüket anlayışı yerleştirildi bilincimize.

Teknolojik ürünlerin hayatımıza aktif katılımı kolaylık sağlaması gerçeği, zararlı bir hale gelişine meşruluk sağladı. Son süreçte gözleniyorki kendi ürettiğimizin esiri olduk. Sonu gelmeyen bu teknolojik ürünler her defasında birer, ikişer özellik eklenerek ve eskilerine nazaran daha dayanıksız üretildi. Bu dayanıksızlığı sık sık bozulan, arıza yapan araçlarınızdan, çamaşır makinelerinizden vb. ürünlerinizden fark etmeniz mümkün.

En sonunda sürekli ve giderilemeyen bir ihtiyaç açığı oluşturdu. Bu açık, zamanla gelişerek bünyemizde ihtiyaç açlığına dönüştü. “İhtiyaçlar sınırsızdır” gibi söylemler ile tüketim çılgınlığı iştahlandırıldı. Artık elde etmek için yürümek yetmiyor, koşmak yetmiyor, depar atmak gerekiyor adeta...

Kaba bir ifadeyle bu açlığı gidermek uğruna her türlü hayasızlık hoş görülmeye başlandı. Öyle bir hal aldı ki kızını satan bir ana, böbreğini satan bir insan vs. Bunun tam zıttında ise erdemli, ahlaklı, ilkeli yaşamak aptallık olarak adlandırılıyor. İnsanların hayallerini artık kırlarda yalınayak koşmak, serin bir suda yüzmek, hoş sohbet etmek süslemiyor. Şimdi insanların bütününe yakın bir kısmı, bir maddeye sahip olma hayaliyle uykuya dalıyor.

Mahiyetindeki kıymetli olana değer vermiyor, onda olmayanın kıymetinin peşinden koşuyor. Yarın gelmeden telaşını bugünden yaşıyor. Örnekleriyle çoğalan ve daha bir sürü şeyle çark dönmeye devam ediyor.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —