ORHAN GAZİ ŞAHİN

Tarih: 18.03.2024 09:31

HARB-İ CİHAN

Facebook Twitter Linked-in

HARB-İ CİHAN

Niye başlar ki adâvet, ne için gelir âfât?

Hangi asırda görülmüş düşkünlük sefasına?

Acz-ı küllî âkıbet, âdem-i küllî hakikat, 

Böyle yazılmış bu destan, katlandık cefasına.

 

Meğer yazılı tiyatro yüz yıl önce sunulmuş.

Dar-ı harp diyarı, boğazı geçmeye dururmuş.

Heyhat, akıl eylenip bir de salıncak kurulmuş!

Altı asırlık çınarın en sahih makamına.

 

Vakâ önemli değil önemli olan mâhiyet.

Nerede bu bizim Yunus, merkez-i âdemiyet?

Oluklar kanla dolu, tepeler bölük bölük et!

Saplandı garûr hançer bu milletin kalpgâhına.

 

Gelince gâliz mahlûk söz edilmedi edepten.

Nasıl çıkar koskoca harp olmayan bir sebepten?

Sanki bütün beşeriyyet hasım imiş zelden.

Kemend attı dar-ı küfür asrın mihrümahına.

 

Neredesin Sultanım bir lâhza uyan kıyam et!

Âfakta dehşetli ölüm, yaşanıyor kıyamet!

Almıyor havsalam, gökte acı bir feryad... Medet!

Şehit oldu atam vatanın zerre gubarına.

 

Koca koca gemilerden o nasıl bir debdebe?

Burdayız Makam-ı Mahmud burası Çanakkale.

Uzuvlar bedensiz, zulm ediliyor ümmete!

N’olur uyan bak Sultanım şu asrın günahına.

 

Hamdolsun Ya Rabb! Sonunda bitince bu esaret,

Cihan gördü, medeniyetin sahibi bu ümmet.

Bela çekilince başından Türk oğlu bu millet,

Şükreyledi hem Peygamber’ine hem Allah’ına.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —