Kurşuni günde ağaçların aralığından deniz görünüyor.
Denizin üstünde bulutlar var.
Bulutların arkasında mavilik.
Ve birdenbire pıt! Güneş ortaya çıkar.
O zaman yaprakların ucundaki parlaklığın yağmur damlaları olduğunu görürsünüz.
En güzel güneş, kış aylarında yağmurdan sonra dağılan bulutların arkasından çıkıp loşluğu kaldırandır.
Bulutlar nasıl o kadar hızla kayboldu?
Çayır çimen bu kadar yeşil miydi?
Kuşlar hep ötüyor muydu yoksa şimdi mi başladılar?
Yağmurun ağırlaştırdığı dallar patikaların üzerine sarkar.
Geçerken dokundukça üstüme tombul damlalar dökülür.
Bir kuş öter.
Bu bir kafes kuşudur.
Aklıma henüz dün bir kez daha okuduğum Maya Angelou’nun Kafeslenmiş Kuş şiirini getirir.
Oturur sizin için çeviririm.
Özgür kuş
atlar sırtına rüzgârın ve süzülür
aşağılara akım duruluncaya kadar ve daldırır kanadını
portakal güneş ışınlarına ve çekinmeden gökyüzünü kendinin ilan eder.
Ama dar kafesinde Ağır adımlarla yürüyen kuş,
öfkesinin demir parmaklıklarından
ender görebilir dışarısını kanatları
yolunmuş ayakları bağlı
bu nedenledir ki şarkısını söylemek için açar gırtlağını.
Kafeslenmiş kuş titrek bir sesle
şakır şarkısını bilinmese de
özlenen şeylere dair ve ezgisi uzak tepelerde duyulur
çünkü kafeslenmiş kuşun şarkısı özgürlüğe dairdir.
Özgür kuş başka bir esinti hayal eder
ahlayan ağaçlar arasından yumuşak
okyanus rüzgârları eser düşünür
şafak ışıltılı çimenlerde bekleyen
tombul solucanları ve gökyüzü benimdir der
Ama kafeslenmiş kuş rüyaların mezarı üstünde durur
gölgesi bir kâbus çığlığını çağırır
kanatları yolunmuş ayakları bağlıdır
bu nedenledir gırtlağını açıp şarkıya başlaması.
Kafeslenmiş kuş titrek bir sesle
şakır şarkısını bilinmese de
özlenen şeylere dair ve ezgisi uzak tepelerde duyulur
çünkü kafeslenmiş kuşun şarkısı özgürlüğe dairdir*
Maya Angelou (1928-2014) siyah bir Amerikalıydı. Şiiri beyazların köleleştirdiği siyahları ve onların mutsuzluğunu anlattığı şeklinde yorumlandı. Birisinin dediği gibi “Köleler en çok mutsuz oldukları zaman şarkı söylerler.” Şiirin ilhamı siyahilerin bugün hâlâ Amerika’da yaşadıkları baskı ve eziyet olabilir, ama anlattığı bütün ezilmişlerin acısıdır.(Diyalog Gazetesi)