14 Şubat Sevgililer Günü, sevginin ve bağlılığın kutlandığı özel bir gün olarak kabul edilse de, aşk ve ilişkiler sadece duygusal bağlarla değil, aynı zamanda hukuki temellerle de desteklenmektedir. Medeni hukuk çerçevesinde düzenlenen evlilik, nişanlılık ve birlikte yaşam gibi statüler, bireylerin haklarını ve sorumluluklarını belirleyen önemli hukuki müesseselerdir. Dolayısıyla, Sevgililer Günü yalnızca romantik jestlerle değil, aynı zamanda hukukun sunduğu güvencelerle de anlam kazanmaktadır.
Evlilik, Türk Medeni Kanunu kapsamında düzenlenen, taraflara belirli hak ve yükümlülükler getiren bir kurumdur. Eşler arasındaki sadakat yükümlülüğü, mal rejimleri, nafaka hakkı, miras paylaşımı ve boşanma sonrası yükümlülükler gibi birçok konu yasal düzenlemeler çerçevesinde ele alınmaktadır. Evlilik sürecinde eşlerin birbirine karşı mali ve kişisel sorumlulukları açıkça belirlenmiştir. Ayrıca, nişanlılık süreci de hukuki açıdan birtakım sonuçlar doğurabilir. Nişanın bozulması halinde maddi ve manevi tazminat talepleri gündeme gelebilir ve taraflar hukuki sürece başvurabilir.
Birlikte yaşayan çiftlerin hakları konusunda ise, Türk hukuk sisteminde evlilik dışı birliktelikler için doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak uzun süreli birlikteliklerde, taraflar arasında maddi ve manevi hakların korunması adına çeşitli hukuki uyuşmazlıklar yaşanabilmektedir. Bu tür ilişkilerde, mal paylaşımı, çocukların velayeti ve ortak edinilmiş mülklerin tasfiyesi gibi konular, yargıya taşındığında içtihatlarla değerlendirilmekte ve bireysel sözleşmelerle güvence altına alınabilmektedir.
Son yıllarda teknolojinin gelişimiyle birlikte dijital ilişkiler ve sosyal medya kullanımı da hukuki açıdan önemli bir alan haline gelmiştir. Özellikle kişisel verilerin korunması, özel hayatın gizliliği ve dijital taciz gibi konular, hukuk sisteminin müdahale ettiği yeni ilişki dinamikleri arasında yer almaktadır. Sosyal medya hesaplarının izinsiz kullanımı, ifşa eylemleri, siber zorbalık ve dolandırıcılık gibi durumlar, hem Türk Ceza Kanunu hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde suç teşkil edebilir. Dolayısıyla, bireylerin bu konularda farkındalık sahibi olması ve gerektiğinde hukuki yollara başvurması gerekmektedir.
Sevgililer Günü, yalnızca romantik duyguların kutlandığı bir gün değil, aynı zamanda ilişkilerdeki hak ve yükümlülüklerin gözden geçirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Sağlıklı bir ilişki, karşılıklı saygı, sevgi ve hukukun belirlediği çerçevede güven içinde sürdürülebilir. Unutulmamalıdır ki, aşkın yalnızca duygusal değil, aynı zamanda hukuki bir zeminde de korunması gerekmektedir.
“Adaletin olmadığı yerde aşk da güvencesizdir.” - Montesquieu
Av. Duygu Sarı
2025 İstanbul