JÖNK / İSMET TANLI

Tarih: 06.10.2022 11:16

Sosyal Bukalemun

Facebook Twitter Linked-in

Şehrin Yorgunu İnsan Artık Soyal Bukalemun

Vahşi insanın kendini daha da vahşileştirerek kurduğu sistemde, eskisi gibi artık şehirlerde nefes alınabilecek yerler de kalmadı. Her yer beton ormanı, her insan potansiyel tehilke. Galiba yine en masum, tanrının bizim türümüz dışında yaratmış olduğu hayvanlar kaldı...

Hayatın egzantirikliği de her insanı bukalemun cinsinden; dışında 55 ayrı kişiliğe bürünen / içindeyse hiçte sahici olmayan hayatlarda yapayalnızlığına yelken açan …. Şehrin en yorgunu yaptı.

İnsan , acıdan-mutluluktan, sevgilerden-saygılardan, yani insani olan her şeyden alabildiğince yoğrulmalı ki, özünde-kendi içinde bilgeleşebilsin; işte bizim Ahuela, ailesinden aldığı o naif, mütevazi güzelliğini, acılar denizinden geçirip te getirerek sentezleyebilmiş müstesna-müthiş biri. Öyle bir bilgeliği yarım asrı aşan hayatına (-her nasıl becerebildiyse) sığdırabilmiş. Şimdi, O, sanki derya-deniz, içine girdikçe keşfedilen bir güzellikte ki bir abideyi anıt… O, kendi genetiğiyle alt yapısal güzelliğini, ailesinin kültürel üst yapısıyla sentezleyerek dünyalara dünyalar katan biri. Böyle kirli bir çağda, bir insanın insan kalabilmesi ve bilhassa da kalbini gözlerinde taşıyabilmesi ilahi bir mucizenin işareti olsa gerek. O, tek başına hem anne, hem baba, hem de idame ettiği hayatının marjinal oturaklığında ki başkanı … O, şimdilerde artık sevgilerini paylaşınca güzelliğine güzellikler katan bilgeliklerde, her şey ona en yakışan, her şey ona en güzel, o kirli insanlara kendi içindeki iyilikleri ve güzellikleriyle mesafelerce fark atarak kendi kulvarında ki maratonunda rekorları egale ede ede şampiyon.

Şimdilerde, eskiden hep önde gelen etiği-ahlakı-ananeyi en arkalara atar çakallıklarda, ebeveynlerimizi de yitiriyoruz galiba, kirlenmiş dijitalliklerde ki popüler kültür adı altında, o pırıl pırıl ışıldayan gençlerimiz bir uzaylı garipliğinde, ne istemediğini pek bilemese de / ne istediğini çok iyi biliyor. Onlardaki o şahane duruşlara hayranım aslında ama kültürel mana da tezatlıkları da artık sırıtır hale geldi. Anne ve babalardır ki yaptığı çağrışımlarıyla (dünyaya getirdiği çocuğunun gözünde örneklikler oluşturarak) bir evrene sığmayacak kadar devasalaşarak örneklik oluşturan içsel gerçekliklerde, her evladının beynine mıhlayan. Her davranışı bir emsaldir, bir anne sigara içer, çocuğu da içer, bir baba öfkeli-saldırgandır çocuğu da aynısı (hem de her şeyi misli-misli çoğaltarak).

Biz, o yer değiştiren bulutları taşıyan bir gökyüzüyüz aslında, bulut gider gökyüzü bakidir…

Çırpınıştır hayatı kanatlandırıp daha iyi yere taşıyan…Asla yılmamalı, kendi doğrularının hem şehidi hem de gazisi olana dek…

Artık herkes hazımsız, hayatı çiğnemeden yutuyor. Ruhlar birbirine deyince zenginleşir ki. Dünyaya asıl geliş nedenimiz de sevmek ve sevilmek-gerisi de insanı sadece meşguliyete sevk eden teferruat…

Öyleyse her ruh ayrı bedende en güzel / her insan farklı kalplerde fetih yapan bir fatih / bukalemun da Chamaeleonidae familyasından renk değiştirebilen kertenkelelerin ortak adı.

İsmet Tanlı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —