Küsmek, hâlâ bir bağın varlığına işaret eder. İçinde kırgınlık vardır ama sevginin izi silinmemiştir. Düşmanlık ise bağın kopmasıdır; insanın insana mesafe koyması değil, onu tamamen yok saymasıdır. Bugün ilişkilerimizin geldiği yer tam olarak burasıdır.
İkili ilişkilerde sevginin yerini artık başka kavramlar dolduruyor: ego, onur savaşı ve yaralı benlikler… İnsanlar “anlaştık mı?” diye sormuyor, “kim üstün geldi?” hesabı yapıyor. Kırmak, cezalandırmak, susarak yok etmek bir tür güç gösterisi gibi sunuluyor. Oysa bu bir başarı değil, ilişkilerin sessiz çöküşüdür.
Sağlıklı bir ego, insanı ayakta tutar; sağlıklı bir onur, sınır çizmeyi öğretir; güçlü bir benlik ise çatışma anında bile insanı adil kılar. Ama ego büyüdüğünde, onur yanlış anlaşıldığında ve benlik zayıfladığında her söz bir saldırıya dönüşür. En küçük eleştiri hakaret sayılır, her farklılık düşmanlık olarak algılanır. Böyle zamanlarda insanlar sevmeyi değil, intikam almayı seçer.
Bu yüzden kırılmak yerine kırmak kolay gelir. Konuşmak yerine susmak, anlamaya çalışmak yerine silmek tercih edilir. Çünkü yüzleşmek cesaret ister, empati emek ister. Oysa küsmek, engellemek, hayatından çıkarmak tek hamlede mümkündür. Kolay olan, çoğu zaman yıkıcı olandır.
Toplumsal ilişkilerde de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Farklı düşünene tahammül azalıyor, eleştiri düşmanlıkla karıştırılıyor. Ego, hakikatin önüne geçiyor; onur, diyalog kurmak yerine duvar örmenin gerekçesi hâline geliyor. Böyle bir ortamda sevgi barınamıyor, güven kök salamıyor.
Oysa insan düşman biriktirerek güçlenmez. İnsan, bağ kurarak büyür. Küsmek bile geçici bir durak olabilirken, düşmanlaşmayı normalleştirmek insanı yalnızlığa sürükler. En sonunda herkes haklıdır ama kimsenin yanında kimse kalmaz.
Belki de yeniden şunu sormalıyız:
Biz ne zaman sevmekten vazgeçip ego savaşlarına başladık?
Ne zaman onuru korumayı değil, benliği savunurken insanlığı kaybetmeyi göze aldık?
Unutmayalım; intikam güçlü gösterir ama iyileştirmez. Gerçek güç, egoyu değil insanlığı merkeze alabilmektir. Ve bazen en büyük onur, düşman olmamayı seçebilmektir.
Benden bu hafta bu kadar hadi eyvallah.